top of page

Yıpranış

“Erkek olmayı ırgatlık,

Kadın olmayı paspaslık

Zanneden insan, erken yıpranır.

Beden ve zihin bir araçtır.

Onlara en iyi şekilde bakmak ve onları güzel kullanmak da insanın sorumluluğudur. ”



















Bulaşık makinesi varken, elinde bulaşık yıkayan, çamaşır makinesi varken elinde çamaşır yıkayan kişiler var. Sorsam neden diye cevaplar benzer. “Üç parça için su harcamaya, elektrik yakmaya değer mi?”


Değmez tabi, ama üç parça için kendimizi hor kullanmaya değer diyorsunuz anladığım kadarıyla.

Gelişim ve değişim hayatlarımıza büyük bir hızla girdi. Öğrenmek, alışmak ve kullanmak. Üçünü de ardı ardına yapmak durumundayız. Tüm bu gelişmişlik bize yük oluyorsa, bir yerde bir hata yapıyoruzdur. Eğer tüm bu gelişim hayatlarımıza kolaylık ve imkanlarımıza artış sağlıyorsa ve buna karşı duruyorsak bunu anlamakta gerçekten zorlanırım.


Saysız örnekler verebilirim size ki, yapmanın daha kolay bir yolu olan.

Kimi şöyle der,

“ Öyle olmaz üstün körü, söyle dizlerinin üstüne çökeceksin. Sonra eline bir fırça bir bez alacaksın. Tüm gücünle sileceksin yerleri.”

“ Yemek pişerken başından ayrılırsan o yemek olmaz. Dikileceksin başına pişen kadar seyredeceksin.”

“ Ben bilmem görüntülü konuşma, gideceğim yüzüyle göreceğim Necla’yı.”

Daha neler neler…


Kurutma makinası çıkmış haberi yok, telefonda aşmış kendini herkes yanında anlamı yok, programlıyorsun fırını eve gelene yemek pişmiş, bin türlü temizlik ürünü mevcut. Süpürgeler ben geçsem önüne beni yutacak, robot olanları evi baştan sona yalayıp yutacak.

Dizler çökmekten tutmaz olur. Eller su içinde perişan. Zaman elinde harcanır enerji ve güç gereksiz inatlarda tükenir gider.


Kendini seven insan bedenine eziyet eder mi, Bedenine eziyet eden insan yaşlanınca rahat eder mi?

Genç kalmak, dinç olmak, bakımlı ve güzel gözükmek ya ya da beli bükülmüş, gücü tükenmiş, canı bedenden çekilmiş olmak mı isteriz yıllar sonra.


Yok mu bu işlerin bir kolayı, yok mu bunu yapmanın daha çağa uygun oluru.

Kalp ne kadar taşır insanı. Böbrekler, ciğerler, gözler ne kadar daha hizmet eder sağlığa. Strese, uykusuzluğa, aşırı çalışmaya zihin ne kadar daha dayanır.

Ya kilolarımızı taşıyacak mı bu iskelet, damarlarımız sağlam, tansiyonumuz normal, şekerimiz dengede mi kalacak biz kendimize bakmazsak eğer.

Ödenmeyecek mi, bu savurganlığımızın faturası.


“ Kendimiz parçalamayı, saçımızı süpürge etmeyi iş yapmak zannediyorsak yanılırız. Bu kendimizi gereksiz yere feda etmektir. Sorumsuzluktur. İnsanın kendisine yaptığı ihanettir.”


Kendimiz sevmeyi başaramadığımız da kendimize değer ve kıymet de vermeyiz. Giden bizden gider ve bunu bir türlü görmeyiz. Ya da görürüz de feda etmeyi sevmek zannederiz. Bunu bir meziyetmiş gibi kendimize yuttururuz. Bir gün gelir tüm verdiklerimiz için bunu yapmamızı haklı çıkartacak sebepler ararız ama artık çok geç olmuştur. Zaman geri alınmaz. Hayat baştan yaşanmaz.

Tabi tüm yaptıklarımızın veya yapmadıklarımızın bağlı olduğu bir düşünce ya da kalıp mevcut. Kalıplarımızı ve düşüncelerimiz bulmak ve bunların. Üzerinde defalarca geçmek lazım. Bildiğimiz gibi olan doğru değil ise, doğrusunu kendimize öğretmeli, göstermeli ve onu benimsemeyi maharet olarak görmeliyiz.

 
 
 

Yorumlar


İletişim

Açıkel Yayıncılık, Eğitim, Kişisel Gelişim ve danışmanlık - Mustafa Özgür Kök
Adres : Liman mah. 40. sok. 
             Konyaaltı Antalya

​​

Tel:  90 0242 3168697

Watsup / Cep : 90 0533 8153354

Email : mozgurkok@hotmail.com

  • Instagram
  • Youtube

 

Mesajiniz icin tesekkürler

bottom of page